Quantcast
Channel: Hayatım Reklam | Campaign Türkiye
Viewing all 109 articles
Browse latest View live

Hayatım reklam: Onur Kutluer

$
0
0

 

Onur Kutluer

Manajans JWT Sr. Copywriter

 

 

 

 

 

 

 

 

Reklamcı olma sebebim:

Buna kısa bir cevap verelim; fikir bulmayı seviyorum.

İçinde olmaktan gurur duyduğum kampanyalar:

Aslında karar vermek yıllar geçtikçe zorlaşıyor. En konuşulan iş mi en gurur duyulması gerekendir, yoksa en içine sinen mi bilemiyorum. Ucuz prodüksiyonlu bir radyo spotu olan “Apollo” işimiz vardı. Cannes için İngilizcesini hazırlatmıştık. Bir bilimkurgu karesi gibi olmuştu. Gurur duydum ama çeyrek gurur. Tadımlık yani, çeyrek kokoreç gibi.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:

Kafamda birkaç alternatif var ama güncel olanlardan seçelim; Tide – If it’s clean.

Kariyerimdeki en iyi an:

Eğer uzaklara baktıran dramatik anlardan sıyrılırsak, başka insanların işte geçen bir günlerini dinlediğim her an diyebiliriz.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:

Lanet bir andı. Çok önemli isimlere yurtdışında oldukları için görüntülü konuşmayla film anlatıyorduk. Bilgisayarın ekranı bir an için karardı ve ben -burayı biraz sansürleyelim- “Lanet olası bilgisayar. Hey dostum, bu internet tam bir baş belası!” tadında yakarışlarla tuşa dokundum. O an fark ettik ki, bağlantı hiç kesilmemiş.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

Evet, buna tek bir isim söylemek zor. Jenerik akıyor, hazır mıyız? Whatsapp’taki The Sırtlans grubunun değerli üyeleri Enes Hadzibegovic, Emir Y. Yavuz, Murat Küçükada. Kardiyolojistique grubundan Burak Tozkoparan, Turgut Say, Batu Eren. Veda Meyhanecileri grubundan Sezgin Rızaoğlu, Ümit Şentürk, Deniz Çavdar. Kreatif liderlerimizden Tolga Büyükdoğanay, Öykü Berberoğlu, Aren Selvioğlu, Ümit Taşlı, Melih Ediş, Sami Basut. Eski couple’ım Deniz Şencan, semt bebemiz Sercan Demircioğlu ve…

Kariyerimde en büyük etkiye sahip olan kişiler:

Yarın izleyeceğim filmin hikayesi. Dün dinlediğim parçanın sözleri. Şu köşedeki simitçi dayı. Bu çok konuşan taksici bey. Ana yadigarı, baba nasihati. Gardaş mesajı, Ankara ayazı. Sektörün demli ağabeyleri, stajdaki genç bebeler. Her gün birileri ekleniyor, liste uzayıp gidiyor. Çünkü bu iş, böyle bir şeydir.

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 86. sayısında yayımlandı.

The post Hayatım reklam: Onur Kutluer appeared first on Campaign Türkiye.


Hayatım reklam: Ozan Dündar

$
0
0
Hayatım reklam: Ozan Dündar-campaigntr

 

87. sayımızda Hayatım Reklam diyen isim, McCANN Istanbul’un Motion Designer’ı Ozan Dündar oldu.

Motion Designer olma sebebim:

Annem diyebilirim. Kendisi yıllarca Art Director olarak çeşitli ajanslarda çalıştıktan sonra kendi ajansını
kurdu, onunla birlikte çalıştım birçok şey öğrendim. Bu yüzden küçük yaşlarımdan itibaren mesleğe
aşinayım. Yıllarca basketbol oynadım ve “basketbolcu” olacağımı düşünüyordum fakat reklamcılıkta hep
aklımdaydı. Basketbolu bırakarak Yeditepe Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı öğrencisi olarak yeni bir
amacın ilk adımını atmış oldum. Okul yıllarından önce After Effects programını merak edip kurcalıyordum,
birkaç kez mac’te mavi ekran gördükten sonra 🙂 bir şeyler öğrendiğimi düşünerek kendime birkaç proje
yaptım ve okulumu devam ettirip aynı zamanda çalıştım. Mezun olduktan sonra da çeşitli ajanslarda motion designer olarak görev aldım hâlâ McCANN Istanbul bünyesinde aynı öğrenme merakı ve isteğiyle devam ediyorum.

İş tanımım vs. gerçekte yaptığım:

İş tanımım kısaca, görsel tasarımların, belli disiplinler dahilinde programlar aracılığıyla hareketlendirilmesi.
Gerçekte de yaptığım bundan pek farklı bir şey değil.

Birlikte çalışmak istediğim markalar/ kampanyalar :

Tesla veya SpaceX gibi bir ileri teknoloji ürününün/şirketinin tanıtımında çalışmak isterdim.

Kariyerimle ilgili en büyük hedefim:

Hayattaki en büyük tehlikelerden birisi, insanın hedeflerini çok zor koyup başaramaması değil, çok basit koyup başarmasıdır demiş Michelangelo… Teknoloji çok hızlı ilerliyor, yapılabileceklerin sınırı yok. 5/10/15 sene sonra için koyulan hedeflerin de bu sebeple kolay hedefler olmaması gerekiyor benim için.

Sektörü sevmeme / Sektörden soğumama neden olan etkenler:

Sevmeme sebep olan etkenlerden biraz bahsettim fakat kısmen soğumama sebep olan etken, sanırım teknik olarak mümkün olmayan ve sebepsizce verilen müşteri revizyonları olabilir 🙂

Birlikte çalışmak istediğim kişi(ler):

5 sene önce McCANN Istanbul bünyesinde çalıştığım ekiple tekrar çalışmak isterdim.
Onların dışında da Elon Musk, Andrew Kramer, James Curran ve Refik Anadol'la birlikte çalışmak isterdim.

Bana ilham verenler:

İlham çok geniş bir kavram fakat kişilerden ziyade bilim, teknoloji, kitaplar, doğa ve huzur olarak kısaltabilirim.

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 87. sayısında yayımlandı.

The post Hayatım reklam: Ozan Dündar appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Serdar Tabur

$
0
0

88. sayımızda Hayatım Reklam diyen isim, MullenLowe İstanbul Metin Yazarı Serdar Tabur oldu.

Reklamcı Olma Sebebim:

15 yaşındaydım sanırım. Şehirler arası otobüste izleyecek film arıyordum. O filmleri bilirsiniz; geneli vasat olur. “9.99 Francs” dikkatimi çekti, açtım. Bütün film boyunca reklam sektörünü yerden yere vurdular ama nafile. Octave karakterini gördükten sonra mesleğimi seçmiştim. Bu, işin hikâye kısmıydı. Esasen fikir üretmeyi ve onu binlerce, hatta milyonlarca insanla paylaşmayı kesinlikle heyecan verici buluyorum.

İçinde olmaktan gurur duyduğum kampanyalar:

Yakında zamanda yayınlanan Burak Özçivit’in kendiyle yarıştığı Clear – Rakip filmi beni mutlu eden bir film oldu. Fikri olan, iyi bir film yaptığımızı düşünüyorum. Umarım gelecekte daha iyilerini yapabilirim.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:

Herkes gibi benim de dibimin düştüğü onlarca kampanya var. Usulen bir tane söylemek gerekirse Burger King – Whopper Sacrifice’ı seçiyorum. İnsanlar 37 Cent için çatır çatır arkadaşlarını sildi. Kampanyanın etkisi inanılmaz. Seçme nedenlerimden biri de aynı iş bugün yapılsa yine çalışır.

Kariyerimdeki en iyi an: Fikirlerimin hayata geçeceğini öğrendiğim her an diyebilirim. Fikir sattıkça bu anlar güncelleniyor.

İş hayatındaki en utandırıcı anım:

Şu anki yönetici kreatif direktörümüz Berkay Özay ajansta görevine yeni başlamıştı. Bir gece bütün kreatif ekip toplandık fikirlerimizi tartışıyoruz. Ben de daha stajyerim. Berkay bir fikir anlattı. Ben de sazan gibi atladım ortaya “İyi de bu fikrin sonu bağlanmıyor ki.” (Güzel bağlanıyormuş aslında, o an ben anlamamışım.) dedim. Demez olaydım. Artık nasıl bir edayla söylediysem tüm gözler bana döndü. Berkay en az iki ay dalga geçti benimle. Haklıydı 🙁

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

Çok fazla insan var bu kategoride. İki lafın belini kırdığım her arkadaşımı yazabilirim. İşin yükünü güzel muhabbetler sırtlıyor. Yine de birinin ismini vermem gerekiyor, yoksa bana fena halde bozulur. Aslıhan Gülkaş seviliyorsun kardeşim. Hazır mikrofon bana tutulmuşken istemeyerek kalbini kırdığım Lesli Luza’dan da özür diliyorum. Kendisi ajanstaki yoldaşım.

Kariyerindeki en büyük etkiye sahip olan kişiler:

Yaşım etkilenmeye çok müsait. O yüzden çok fazla etkilendiğim insan var. Hep kimden ne öğrenebilirimin peşindeyim. Es geçemeyeceğim birkaç kişi var elbette. Ajans ajans dolaşıp staj ararken MullenLowe’un kapılarını bana açan Nadir Aydın, ilk kampanyamda bana yol gösteren Aysu Erenuluğ, fikirlerimin iyi mi kötü mü olduğunu bilemediğim zamanlarda beni yüreklendiren Emre Lafçı ve bana ilk günden beri ağabeylik yapan Berkay Özay, bu sayfada görmek istediğim kişiler.

Bu yazı ilk kez 88. sayımızda yayınlanmıştır.

The post Hayatım Reklam: Serdar Tabur appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Faruk Erikçioğlu

$
0
0
Hayatım Reklam: Faruk Erikçioğlu-campaigntr

89. sayımızda Hayatım Reklam diyen isim,Youthworks reklam yazarı Faruk Erikçioğlu oldu.

Reklamcı Olma Sebebim:

“Küçükken ilgiyle izlediğim Ruhsar’daki Generation Reklam Ajansı’nı görüp daha o yaşlarda ilgi duymaya başlamıştım.” gibi bir klişeyle olayı dramatikleştirmek isterdim ama açıkçası dizide reklam ajansı olduğunu üniversite yıllarına kadar fark etmemiştim.

Reklamcı olmayı istememin asıl sebebini hatırlamıyorum ama annemi bildim bileli yaratıcı reklamlara karşı inanılmaz bir hayranlığı var. İyi bir iş gördüğünde uzun süre ondan bahseder. Okul çağındayken kardeşimle bana “Keşke biriniz büyüyünce reklamcı olsanız…” deyip dururdu. Bilinçaltıma işlemiş herhalde… Bir de işe giderken “serbest kıyafet” giyebiliyor olmak baya cezbetmişti.

İçinde olmaktan gurur duyduğum kampanyalar:

İçinde olmaktan çok şükür utandığım bir kampanya olmadığı için katkım olan her işle gurur duyuyorum. İnsanların beğenip takdir ettiği her iş ayrı bir gurur çünkü… Umarım bundan sonra da böyle hissetmeye devam ederim.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:

Düşündükçe “şu da vardı”, “burada da böyle bir iş yapılmıştı” gibi birçok kampanya geliyor aklıma ama 2011 yılında yapılan Doritos Akademi kampanyasının bir şekilde içinde olmayı isterdim.

Kariyerimdeki en iyi an:

2014 yılında C-Section’da yaz stajındayken, staj süremin bitmesine az bir zaman kala bir proje için kalmamı ve freelance yazmamı istemişlerdi. Bu işten ilk kez para kazanacağım için baya sevinmiştim. E tabi haliyle gururlandım da… Daha sonra işin Felis almasına ayrı sevindim tabi…

İş hayatımdaki en utandırıcı an:

Bir tarım firmasının ajandasına meyve resimlerinin yer aldığı seperatör sayfalar yapmıştık. Resimlerin üstüne kısa başlıklar yazacaktım ve baskıya yetişeceği için çok az bir zamanımız vardı. O telaşla bir şeyler karalamaya çalışırken gayet masumane bir şekilde yazdığım “MUTLU EDEMEDİĞİ KİMSE YOK” yazan alternatifim müşteriyi şok etmiş ve patronumuzu ayağa kaldırmıştı çünkü başlık muzun üstünde yazıyordu ve biraz (!) erotik bulunmuştu. “Aslında mutluluk hormonu…” falan desem de çabam boşaydı.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

Aynı ajanslarda çalışmıyoruz -neyse ki- ama eşimle aynı sektörde çalışmaktan mutluluk duyuyorum çünkü bundan 10 yıl önce “biz reklamcı olacağız” diye üniversiteye birlikte hazırlandık, sonrasında sektöre birlikte adım attık. Bir şekilde ortak paydamızın daha geniş olmasını sağlayan bir şey bu… Beni mutlu ediyor açıkçası.

Kariyerimde en büyük etkiye sahip olan kişiler:   Birlikte çalışma fırsatı bulduğum herkesin bir şekilde üzerimde etkisi var fakat düşündüğümde ilk stajımı yapmama fırsat veren Emrah Karpuzcu, defalarca Eskişehir’e gelip hafta sonunu öğrencilere bir şeyler anlatmak için harcayan Fatih Tüylüoğlu ve yazmaya yetenekli olduğum konusunda beni yüreklendiren Kıvanç Talu bu isimlerin başında geliyor.

The post Hayatım Reklam: Faruk Erikçioğlu appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Deniz Arslantin

$
0
0
Hayatım Reklam: Deniz Arslantin-campaigntr

90. sayımızda Hayatım Reklam diyen isim, KROMBERA reklam yazarı Deniz Arslantin oldu.

Reklamcı Olma Sebebim:

Çok küçükken çalışmayı hep fiziksel yorgunluk veren, keyifsiz bir şey sanırdım. Ta ki Ruhsar dizisini izleyene kadar… Orada insanların beyin fırtınası yaptığı bir reklam ajansı vardı. O sahneleri görünce “Çok iyi işmiş bu. Bir şeyler uydurup para mı kazanıyor şimdi bunlar?’’ diye yorumladım. O zaman beynimde kodlamışım; reklamcılık yapılabilecek en keyifli iş. Bir de unutmadan Cem Yılmaz’lı Doritos serisi TV’ye çıktığında izlemek için koşa koşa salona giderdim. Sonrası ‘’when you just dream about it’’ diye başlayan jingle gibi bir hayat…

İçinde olmaktan gurur duyduğum kampanyalar:
Lösev için yaptığım küçük küçük çalışmalar vardı. Bir de e-spor’un tanıtımı için bir çalışma hazırlıyorum. O da çok gurur verici olacak.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:

Kafamda dev bir liste canlandı, birini seçeyim hemen en güncelinden. Bu yıl Superbowl’daki 2Chainz ve Adam Scoot’lı interaktif iş, reklamcılığın gittiği yönü harika bir şekilde gösteriyor. Çünkü artık kontrol tüketicinin elinde. Onun dışında da Diesel’in şimdiye kadar yaptığı tüm işleri sayabilirim ancak birini seçmem gerekirse ilk bahsettiğim favorimdir.

Kariyerimdeki en iyi an:

Sürecinde yer aldığım ilk reklam filminin TV’de çıktığı an. Euro 2016’da Türkiye maçının devre arasıydı. Kalabalık izleniyor, ses sonda. Reklam arası girer girmez ilk sırada şak diye karşımıza çıktı. Yerimden hoplayıp çok argo bir şaşırma cümlesi kurmuştum. Birçoğunuz tahmin eder o cümleyi…

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:
Hiç olmadı. Umarım da olmaz.

Bir kampanyada beraber çalıştığım en iyi ünlü: Stop making stupid people famous. Bu yüzyılın sloganı olmalı bu cümle. Önümüzdeki yıllarda ‘’işte bu harika oldu’’ diyeceğim birileriyle çalışmak dileğiyle… Markanın vaadine uyumlu olması şartıyla güzel bir rap müzik iş birliği tadından yenmez.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

Şimdiye kadar çalıştığım tüm ekip arkadaşlarımla uyum içerisinde oldum. Ama çalışmaktan en mutluluk duyduğum ve mesleki anlamda bana en çok şey katan Kemal Sezer oldu. Kendisi çok eskilerdendir. Reklam yazarlığı bir insan olsaydı kendisi olurdu.

Kariyerimde en büyük etkiye sahip olan kişi:

Kemal Ağabey’in yazıp gösterdiklerime “olmaz’’, ‘’şurasını şöyle yap’’, ‘’bu olmuş’’ gibi yorumlarının benim eksikliğimle ilgili olduğunu sanırdım. Meğerse beni kırpıp kırpıp reklamcı yapmış. Kendisinden öğrendiklerime dijitalde kendi yorumumu kattım şu sıralar. Büyük selamlarım olsun!

 

The post Hayatım Reklam: Deniz Arslantin appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Eda Göçmen

$
0
0
Hayatım Reklam: Eda Göçmen-campaigntr

91. sayımızda Hayatım Reklam diyen isim, Puck Global Jr. Sanat Yönetmeni Eda Göçmen oldu.

Reklamcı Olma Sebebim:

Yazmayı, çizmeyi ve fikirlerimle beğeni toplamayı küçüklüğümden beri seviyorum. Büyüyünce sevdiğim her şeyi reklamcılık sayesinde bir arada yapabileceğimi öğrendim ve reklamcı olmaya karar verdim.

İçinde olmaktan gurur duyduğum kampanyalar:

Kampanya sürecini başından sonuna kadar takip ettiğim ve ‘ilk göz ağrım’ dediğim Hobby’nin ‘Konu Kalplerse’ işleri.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:

Wieden & Kennedy’in Scoth & Soda – Whatever Weather kampanyası diyebilirim.

Kariyerimdeki en iyi an:

Yaptığım işlerle insanların beğenisini topladığım, alkışını aldığım her an benim için kariyerimin en iyi anı. Umarım bu durum hiç bitmez.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:

Türkiye’ye ilk geldiğimde bazı kelimelerin Türkçesini bilmiyordum ve bilmediğim kelimelerin toplantılarda söylenmesi beni içten içe utandırıyordu ama bu durumu kimseye çaktırmadan toplantılardan çıkmasını bildim. 

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

Çok şanslıyım ki soruya tek bir cevabım yok. Başta üzerimde çok fazla emeği olan ve bana reklamcılığı öğreten Haluk ağabey (Erkmen), ilk yarışmama katıldığım ve çok keyifli bir süreç geçirdiğim couple’ım Aytaç Tam, Pucking Girs’ten Semen Mozakoğlu, Eda Sargın ve İpek İkizoğlu ilk etapta aklıma gelenler…

Kariyerimde en büyük etkiye sahip olan kişiler:

Üç buçuk saat süren Hollanda-Türkiye uçuşlarımda beni bekleyen sevdiklerim, annem, babam, eş, dost, akraba ve beni ben yapan nice kişiler…

The post Hayatım Reklam: Eda Göçmen appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Merve Turunç

$
0
0
Hayatım Reklam: Merve Turunç-campaigntr

91. sayımızda Hayatım Reklam diyen isim, Muhabbet Ajansı Junior Reklam Yazarı Merve Turunç oldu.

Reklamcı Olma Sebebim:

Sekizinci sınıftayken sevmediğim reklam filmlerini taklit ettiğim videolar çekmiştim, liseye başladığımda da reklamcı olmaya karar verdim. O zamanlar tamamen özgür bir şekilde ilk reklam fikirlerimi bulmaya başladım ve bunu çok severek yapıyordum. Düşünsenize şimdi mesleğim! 

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:

Hem 19 Mayıs’ın 100. yılını sahiplenen hem de toplumsal fayda sağlayan P&G’nin ”Banabak” platformu için hazırladığımız ‘’Gençlik 100 Yaşında’’ işiyle gurur duyuyorum. 

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:

Favorilerimden oluşan bir reklam kuşağı döndü kafamda ama biri daha çok aklımda kaldı. 

‘’Bir Eti Gofreti alana, ikincisi aynı fiyata!’’ 

Kariyerimdeki en iyi an:

Henüz yaşanmadı. 

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:

Staj yaptığım zamanlarda Senior’ım en sevmediğim reklamı sormuştu, hemen söyledim hangisi olduğunu. Sonra dedi ki: “Merve o reklamı biz yaptık.” Başımdan aşağı kaynar sular döküldü ama yine de ‘’ehe’’ diye gülümseyebildim. Neyse ki o da güldü. 

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

Nuri Gülver. Mühendis bir reklamcı ile çalışmak kesinlikle ufkumu açmıştı. Ondan çok şey öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum. İyi fikir bulmanın ve o fikri geliştirmenin yanı sıra insanlara ve olaylara olan pozitif yaklaşımıyla da idolüm olur kendisi. 

Kariyerimde en büyük etkiye sahip olan kişiler:

Üniversitede reklam atölyesinde çok vakit geçirirdim, yarışmalara katılırdım. Sektörün havasını koklamaya o zaman başladım. Bu sebeple atölyedeki hocalarımın ve arkadaşlarımın etkisi büyük benim için. Daha önce çalıştığım yerlerdeki ekip arkadaşlarımın ve direktörümün verdiği her revize, önerdiği her film, söylenen her öneri beni ileriye taşıdı. Şimdi de yaratıcı yönetmenlerim Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal ve çalışma arkadaşlarımla ilerlemeye devam…

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 92. sayısında yayımlandı.

The post Hayatım Reklam: Merve Turunç appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Gökçe Kurtoğlu

$
0
0

Reklamcı Olma Sebebim:

Aslında yönetmen olmak istiyordum – lise ve üniversite boyunca birçok sette asistanlık yaptıktan sonra reklamcıların setteki halleri pek bir havalı geldi, reklamcı olmak istediğime karar verdim.

Jr. reklam yazarı olmak için gittiğim iş görüşmesinde o zamanki patronum tarafından “Müşteri İlişkileri” olmama karar verildi, “ajansa gireyim de ben yazar olurum yaaa” diyerek kabul ettim – bak hala buradayııııız…

İçinde Bulunmaktan Gurur Duyduğum Kampanyalar:

Kozmetikten FMCG’ye, üniversite’den giyime; birçok farklı markanın kampanya ekiplerinde bulundum. Ama tüm mecraların dibine kadar kullanıldığı gerçek bir 360 iletişim örneği olduğu için geçen sene yaptığımız Yeni Ford Focus kampanyasının yeri galiba ayrı bende.

Effie’siyle taçlandırdı kendini zaten.

Başkası Tarafından Yaratılmış Favori Kampanyam:

En başta Garanti – “Sucu Çocuk”u geliyor. 3 kelime ile özetlerim bu filmi; “Ustalara Saygı Kuşağı”

Klasik ama çok iyi; Panda Cheese – “Never say no to panda”

3. Sırada; Volvo – “Epic Split”

90’lar ve 2000 başlarında yapılan kampanyaların çoğu favorim aslında. Dünyaya 10 sene erken gelip, 90’ların sonu-2000’lerin başında reklamcı olmayı çok, çok isterdim.

Kariyerimdeki En İyi An:

Sunduğumuz işi mecrasında gördüğüm her an olabilir. Ama spesifik bir an var hiç unutamadığım; Ultra’ya yeni başlamıştım, bir markaya sunum yapacaktık. Toplantı başka konulardan dolayı çok gergin başlamıştı – kılıçlar çekilmişti diyebilirim. Sonra bir sunuma geçemeden sessizlik oldu, Faruk Kaptan ve Hakkı Mısırlıoğlu masadan kalkmak için birbirine bakıyordu, ben de o sırada içimden gelen sesi dinleyip “ben de Gökçe, müşteri süpervizörünüzüm, umarım çok daha keyifli anlarda tekrar görüşürüz” dedim ve “çok daha keyifli anlar” lafıyla birlikte marka tarafında gülüşmeler başladı. YK üyesi “kusura bakma seni de böyle karşılamış olduk” dedi ve ortam ısındı; sunumu yaptık, işler de çok sevildi.

Toplantı sonrası Faruk Kaptan ve Hakkı Mısırlıoğlu “toplantı enerjisini çok güzel yönettin Gökçe, teşekkür ederiz” demişlerdi. 2 ustadan bunu duymak muazzam bir his.

İş Hayatımdaki En Utandırıcı Anım:

İlk çalıştığım reklam ajansında ben de daha çoook junior iken, bir su markası bakıyordum ve sosyal medya yönetimini de yaptığımız için markaya sosyal medyadan gelen soruları/özel mesajları da cevaplandırmamız istenmişti.

Tabii bir su markasına Facebook’tan günde 200 su siparişi geleceğini kimse ön görmemişti. Bir süre sonra kendimi, markaya Facebook’tan gelen su siparişlerini bayii yönetimindeki ilgili kişilere aktarırken ve onlardan gelen sipariş bilgilerini tüketicilere aktarırken buldum, bayağı su siparişi alıyordum yani! Sağ olsun ajansım da konuyu çözmek için hiçbir şey yapmıyordu – ben de “müşteri ilişkileri” olmayı böyle bir şey sanmaya başlamıştım.

Sonra çalıştığım ajansa, Ajans Başkanı olarak Murat Yavuz geldi. İlk sohbetimizde “bir günün nasıl geçiyor” demişti, ben de “standart işler işte su siparişlerini falan gönderiyorum” demiştim. Murat Yavuz şok olmuştu – hem en utandığım, hem de bence en iyi anım olabilir.

Bu Sektörde Birlikte Çalışmaktan En Çok Mutluluk Duyduğum İnsan:

“insanlar” – birlikte çalıştığım tüm kreatif ekiplerim! Ve tabii ki Suzinur Şebnem Turgut, Hakkı Mısırlıoğlu, Faruk Kaptan, Ersel Serdarlı, Selim Ünlüsoy…

Şimdiki ajansım FCBRAM’ın tüm minnoş ekibi bir de tabii ki!

Hep yaşlı kurtlarla çalıştıktan sonra bu kadar genç bir ajansta olmak bambaşka bir duygu, deneyim.

Bir de Murad Küçük galiba – lise hayatım ona hayranlık duyarak geçti, sonra birlikte çalışma şansım da oldu – bence “işi büyüten” yönetmenlerin en iyi örneği.

Kariyerimde En Büyük Etkiye Sahip Olan Kişiler:

Murat Yavuz: bence bana bu meslekte bildiğim her şeyin temelini o öğretti, komik bir şekilde bıktığım eğitim hayatında yüksek lisans yapma sebebim de kendisidir. Herhalde Murat Yavuz’la çalışarak bu işe başlamasaydım reklamcı olarak hayatıma devam etmezdim. Bana o kadar çok şey öğretmiş ve o kadar her şeye dahil etmiş ki; ilk ajansımdan ayrıldıktan sonra gittiğim global ajanslarda “insanlar bu kadar az şey mi yapıyor ya buralarda” dedim. Bir de kendisini çok izlediğim ve yüzlerce toplantıya girdiğim için bazen toplantılarda onun el hareketlerini yaparken buluyorum kendimi (tanıyanlar anladı).

Merve Turan: Global reklamcılığın nasıl yapılacağını bilen nadir Türk reklamcılardan bence. Beynimin kullanmadığım bir parçasını kullanmayı öğretti bana, gördüğüm en güçlü kadınlardan biri ayrıca. Yazarken bile içim kabardı, iyi ki var!

Ablam: bir ailede medya sektörüne dair kariyer planı yapmak çok kolay iş değildir, malum herkeste gelecek kaygısı… İlk duvarı ablam yıktı bizde; o televizyoncu olmasaydı, belki ben de reklamcı olmazdım.

Babam: Yaşayarak ve köpürterek anlatma genim kendisinden hediye.

Annem: Çalışkanlık ve etik genim kendisinden hediye.

 

Bu yazı Campaign Türkiye 93. sayısında yayınlanmıştır.

The post Hayatım Reklam: Gökçe Kurtoğlu appeared first on Campaign Türkiye.


Hayatım reklam: Gamze Nur Yıldız

$
0
0

Hayatım reklam bölümünün bu ayki konuğu, Wunderman Thompson Türkiye’de sanat yönetmeni olarak görev alan Gamze Nur Yıldız oldu.

Reklamcı olma sebebim:
Halam reklamcıydı ve küçük yaşta beni bu işi yapabileceğimle ilgili yönlendirmişti. 14 yaşımda lisede Grafik Tasarım okumaya karar vermiştim ve öyle de oldu. Lise son sınıfta staj yapmam gerekiyordu. İlk olarak bir aylığına Alice BBDO, sonrasında Leo Burnett’te bir sene süren bir staj deneyimi yaşadım. Açıkçası Leo Burnett’te reklamcı olmaya karar verdim. Henüz 17 yaşımdayken, orada hem sanat yönetmenlerine yardım etme fırsatı buldum hem program öğrendim hem de keyifli insanların ve çalışma ortamının havasını soludum. Dedim ki “Evet bu işi yapmalıyım.”

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:
Avea’nın yeni imaj kampanyası içinde olmak beni mutlu etmişti açıkçası. Logosu ve görsel dünyası değişmişti. Güzel bir deneyimdi.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:
Birden fazla olmasına rağmen ilk sıradaki; Harvey Nichols “Shoplifters” diyebilirim.

Kariyerimdeki en iyi an:
Hafızam çok iyi değil daha iyi bir anım olmuştur mutlaka ama rekabet etmeyi seven bir arkadaşımla, müşteri kimin işini seçecek yarışında, işim her seçildiğinde ben : )

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:
Aynı şekilde spesifik bir hikaye hatırlayamamakla beraber genel olarak anlattığım şakalı fikri kimse anlamadığında ben : )

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:
Eski direktörüm Kaan Ertüz’le çalışmak çok keyifliydi. Kendisi son derece anlayışlı, çalışması rahat, ekibiyle ilgiliydi. Buradan kendisine sevgiler : )

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:
Çook uzun seneler oldu görüşmeyeli; 17 yaşımda beni bu mesleği yapmaya teşvik eden, Güzel Sanatlar Fakültesi’ne hazırlanmam için beni anneme şikayet etmekle tehdit eden, o yaşta hem insan olarak hem de bir sanat yönetmeni olarak beni kendine hayran bırakan, Gamze İçhedef’tir kendisi.

Wunderman Thompson Türkiye
Gamze Nur Yıldız

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye 94. sayısında yayımlanmıştır.

The post Hayatım reklam: Gamze Nur Yıldız appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Erdem Demir

$
0
0

Reklamcı olma sebebim:
Hayatım boyunca öyle arkadaşlarım oldu ki, onlarla yaşadığım anılarımı anlatsam “amma yazdın!” dersiniz. Ben de öyle yaptım ve yazdım:) tabii o zamanlar işimiz gücümüz şakalar peşinde koşmak, birilerini kafalamak ve bir kahkaha daha patlatmak için kurgular yaratmaktı. Şimdi iş biraz daha ciddi. Markaları sevdirtmeye çalışıyoruz.

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:
Bu soruya kampanya olarak yanıt vermenin doğru olacağını düşünmüyorum çünkü içinde bulunmaktan gurur duyduğum ekipler oldu. Bir mecrada da işi değil çalışanları övelim değil mi? Ogilvy’de, Vietnam’da ve Lowe’de harika ekiplerde yer aldım. Şimdi ise Propaganda’da aile gibi bir ortamda çalışıyorum.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:
Beğendiğim ve keşke ben bulsaydım dediğim çok fazla güzel iş var ama “Old Spice” ve “Direct tV” işleri bir başka güzel. Eski işler olmasına rağmen izlerken hala kendine hayran bırakıyorlar.

Kariyerimdeki en iyi an:
Geceli gündüzlü yapılan staj dönemi sonrasında, Ogilvy & Mather İstanbul’da işe alınan ilk stajyer olmamdır kesinlikle. iş görüşmelerimde bu hikayemi hala gururla anlatırım.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:
Bir holdingin tanıtım filmini yazıyordum. o kadar çok alt markası vardı ki yaz yaz bitmiyordu. Sonunda iş o kadar dallanıp budaklandı ve cEo’nun da katıldığı bir toplantı düzenlendi. Yaz, sil, yaz, sil derken hijyenik kadın pedi bölümünde şöyle bir şey kalmış “Özellikle kadınların kullandığı…” cEo dönüp bana “Başka kim kullanıyor ki oğlum?” diye sorunca, çaresizliğimi örtbas etmek için “askerler botlarının içine bazen koyuyorlar” demiştim.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:
Tek bir kişi söylemek büyük haksızlık olur. Bu sektörde çalışan süper insanlar var ve her biri ayrı değerli benim için. Ama Propaganda’ya başladığımdan beri sürekli gülerek çalıştığım yaratıcı ekipteki arkadaşlarımın adlarını söylemeden geçemeyeceğim. Kreatif Direktörlerimiz Mustafa Küçükkalıpçı ve Pınar Kurt öncülüğünde sazda Derya Oğuz, bateride Rojda Çimen, Bas gitarda Zuhal Arslan ve klavyede Özge Genç:) Bu insanları tanıyorsanız inan ki çok şanslısınız, tanımıyorsanız da en kısa zamanda tanışın derim.

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:
Ajanslarda bana yol gösteren çok arkadaşım oldu ama bana bu işi öğreten ve düzenli görüşemesek de elini üstümden hiçbir zaman çekmeyen Tibet Sanlıman’ın yeri bende apayrıdır.

 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye 96. sayısında yayımlanmıştır.

The post Hayatım Reklam: Erdem Demir appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Orçun Alçın

$
0
0
Orçun Alçın
Metin Yazarı, Tazefikir

Reklamcı olma sebebim:
Çok kazanıyorsunuz! Paradan bahsetmiyorum. Reklamcılık her gün farklı bir mesleğe dokunma fırsatı sunarak hayatınıza büyük zenginlik katıyor. Bir gün bankacı oluyorsunuz, bir başka gün çikolatacı… 25 yıl önceydi. Kimdi hatırlamıyorum, televizyonda bir reklamcı anlatıyordu. “Reklamcılık şöyledir, böyledir…” diye. İyiymiş, dedim ben de. İlk 10 tercihime Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nü yerleştirdiğimde, kaderimi de belirlemiş oldum. Marmara İletişim’i bitirmenin akabinde, bir ajansta reklam yazarı olarak başladım işe.

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:
Televizyon, radyo ve billboard kullanmadan, sadece sosyal medyanın gücüyle büyük bir etki yaratabildiği için “En büyük hastalığım…” adını verdiğimiz HIV farkındalık kampanyamızı söyleyebilirim. 2019 temmuz ayında sosyal medyada yayınlanan bir film ile başlayan kampanya, 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nde ise Türkiye’nin ünlü fotoğraf sanatçılarından Nihat Odabaşı ve 14 ünlünün de desteğiyle bir fotoğraf projesine dönüştü. Ünlülerin #EnBüyükHastalığım paylaşımları, Instagram’da domino etkisi yaratarak toplumun geneline yayıldı. Kampanya, HIV farkındalığını artırmakla kalmadı, HIV’e karşı savaşan kolektif bir bilinç de yarattı.

Biraz da eskilere gideyim. Küçük otomobillerin ülkemizde “kadın otomobili” olarak algılandığı bir döneme… 2002 yılında Nissan Micra için hazırladığımız “micraizm” kampanyası, Micra’nın “kadın otomobili” algısını “tarzı olanların otomobili” olarak değiştirmeyi başarmıştı. O dönemin Micra’larının, erkek kullanıcılar tarafından bugün bile tercih edildiğini görmek gerçekten gurur verici.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:
Aklıma ilk gelen Omo’nun “Kirlenmek Güzeldir” kampanyası oldu. Bir dönem Türkiye lansman adaptasyonlarında çalışmıştım. Böylece kampanya stratejisini de okuma fırsatım olmuştu. Kampanya; doğru iç görüye sahip bir fikirle, markanın ne kadar ileriye taşınabileceğinin canlı bir kanıtı. Kampanyanın ilk günkü tazeliğini bugün bile koruyabilmesi ise tam bir başarı hikayesi.

Kariyerimdeki en iyi an:
Mesleğimin 1 yılını doldurduktan sonra yaratıcı bir CV ile TBWA’in dikkatini çektiğimiz an. 6 yaşımda, teyzemin bana hediye ettiği Laurel ve Hardy plastik oyuncaklarımdan sanat yönetmenimle bir ekip CV’si hazırladık. Üzerinde “Laurel Hardy İş Görüşmesinde” yazan özel bir kutu tasarladık. Kutunun arkasına oyuncakların nasıl kullanılacağına dair bir story-board çizdirdik.
“Kutuyu açın – Oyuncakların şapkalarını çıkarın – Laurel ve Hardy’nin içerisine yerleştirilmiş olan rulo yapılmış CV’leri inceleyin – CV’lerde yazan numaraları arayın – Laurel Hardy kapınıza gelsin!” diyen çizimlerdi. Sürpriz etkisi olsun diye de CV’yi ajansın yanı başındaki binada yer alan bir kargo şirketine verdik. aradan yarım saat geçmemişti ki ajanstan telefonla aradılar. Eve gitmek üzere durakta otobüs beklerken, heyecanla dönüp ajansa görüşmeye gittik. görüşme sonrasında TBWA maceramız da başlamış oldu.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:
TBWA’e girmek için kullandığımız Laurel ve Hardy bebekleri ajanstan ayrılırken geri istemem oldu. Bebekleri 6 yaşındayken teyzem hediye etmişti. Şansımı bir deneyeyim dedim ama bebekler firarda.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:
5,5 yıl art grup’ta birlikte çalıştığım ekip arkadaşım, Muzaffer Sopacı. art direktörüm, dostum, komşum, sırdaşım…

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:
Reklam yazarı ustam hiç olmadı. Yani, bana denk gelmedi. ama sektöre ilk girdiğim ajansta bir reklam yazarı kadar iyi yazabilen bir sanat yönetmenim vardı. Tamer Atik’ten reklamcılıkla ve yazmakla ilgili çok şey öğrendim.

Yaratıcı ekip nasıl motive edilir?”i bana gösterdiği için Doğan Yarıcı’yı da saymak isterim. Ben ekibini bu kadar iyi motive edebilen birini görmedim. Sayesinde çalışırken eğlenmeyi, eğlenirken çalışmayı öğrendim.

Şu anda Tazefikir Reklam Ajansı’ndayım. Patronum Çağlar Gözüaçık ve kreatif direktörüm Kerem Önuçak’a da teşekkür etmek isterim. Onların desteğiyle Tazefikir, en çok ödül kazandığım ajans oldu.

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye 97. sayısında yayımlanmıştır.

The post Hayatım Reklam: Orçun Alçın appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Fatih Düzyol

$
0
0

Bu sayımızda, Roy + Teddy’de Creative Group Head olarak görev alan Fatih Düzyol, hayatım reklam köşemizin konuğu oldu.

Reklamcı olma sebebim:
Yazmayı seviyordum. Ancak yazar olmak fazla romantik, gazeteci olmak fazla politikti. Reklamcılık; yazarlık, müzik, görsel sanatlar, sinema ve teknoloji gibi farklı alanları bir arada deneyimleten bir meslek. Aynı gün hem yazarlık yapıp hem de mühendis gibi yeni bir teknoloji fikri arayabiliyorsunuz. Temel sebebi bu dinamiklik.

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:
Gerçek bir fotoğrafı yorumladığımız “Ing – 8 Mart”, 
yaparken çok güldüğümüz arabam.com “Bir araba laf dinlemeyin”, Ing’nin logosunu kırdığımız “Ing Bank’ın son reklamı” ve bu Mart ayında yaptığımız “Durex Kedi Evleri” kampanyaları.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:
Birden fazla var. Ancak güncel favorilerimden; Volkswagen’in 2018’de yaptığı “Hiçbir çocuk Volkswagen hayal etmez” filmi. Çok cesur iş.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:
Bir gün çok kalabalık bir sunuma gidiyoruz. Jingle’ın demosunu yaptıracak zaman olmamış. Müşteri ilişkileri ekibi seninle beraber söyleriz diye beni ikna etti. 
Play’e bastım. Müzik başladı, ben şarkıya girdim, bizim ekip girmedi. Gözlerinin içine bakıyorum, sanki toplantıda tanışmışız gibi bakıyorlar. Müşteri tarafı telefonları çıkardı -bazısı flaşı bile açmış- gelemeyenler için çekiyor. Yerin dibine girip oradan söylemek istemiştim. Artık duyabildikleri kadar.

Kariyerimdeki en iyi an:
Microsoft Word’de yazdığım şeyin, Türkiye’deki tüm kanallarda aynı anda yayınlandığı an.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:
4 yıla yakın “couple” olarak çalıştığım, birlikte sayısız kampanya ve işe imza attığım; Deniz Şencan. Deniz, Publicis’e geldiğinde yeni baba olmuştu. Geçen sürede çocuklarından çok beni görmüştür ha-ha. Mesailer… Şimdilerde birlikte mesaimiz olmuyor ama bir gün yine mutlaka olur.

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:
Aslında listem kabarık. Ancak birkaç isim var, değinmesem olmaz. 
Sektöre adım atmamı sağlayan Alper Pala.  Neredeyse 7 yıl boyunca, iki farklı ajansta, ismimin başına gelen Stajyer. Jr. Mid. Sr. kısaltmalarının açılımlarını yapan Can Faga. Şu an benimle birlikte her işe koşturan, Cihangir Gümüş.

 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye 98. sayısında yayımlanmıştır.

The post Hayatım Reklam: Fatih Düzyol appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Uğur Matban

$
0
0

Bu sayımızda, Rafineri’de Creative Group Head olarak görev alan Uğur Matban, hayatım reklam köşemizin konuğu oldu.

Uğur Matban                                                                  Creative Group Head, Rafineri 

Reklamcı olma sebebim:

Reklam ajanslarının içine doğdum diyebilirim. Hayatımın herhangi bir döneminde “Başka ne iş yapabilirim acaba” diye düşünmedim. Grafikerlerin ne iş yaptığını bilmediğim ilkokul günlerimden beri grafiker olmak istiyordum ilk etapta. Çünkü üniversitelerin art direktör yetiştirmek gibi bir işlevi yok. Aksine grafik tasarım bölümleri, grafik tasarımcı (grafiker) yetiştirir. Zaman içerisinde, reklamcılığın mecra olarak kullanabildiği her bir alandaki görsel sanatları yönetme becerisini edindikçe “sanat yönetmeni” olunuyor bence. Yani grafik tasarımcılığın yanına reklamcılık kaslarının eklenmesi şart.

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:

Türkiye’de motion capture tekniğinin ilk defa kullanıldığı ve Ahmet Kural’ın robot Gary’i canlandırdığı Gary&Metin çatısından çok şey öğrendim. Özellikle karakter yaratım sürecinin içinde olmak ve filmlerle ince ince ilgilenmek, bir art direktör için bayağı değerli. O süreçte ekip olarak birçok güzel iş çıkardık. Onun dışında geçtiğimiz sene yaptığımız 19 Mayıs PUBG Alayı işini de mecra kullanımı, gerçek hedef kitleyle gerçekten ve anlık olarak temas kurma konularındaki tavrından ötürü çok seviyorum.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:

Genelde iş kıskanma huyum pek yok ama Spike Jonze’un Welcome Home filmini aşırı kıskanıyorum. Bilgisayarda rahatlıkla yapılabilecek hemen hemen her şeyi fiziksel olarak inşa edip muhteşem bir koreografiyle ve ses tasarımıyla birleştirmek, ufak çapta bir deliliğe işaret. Her
bağlamda bir “sanat yönetimi” dehasına ya da…

Kariyerimdeki en iyi an:

Ödül anları değil kesinlikle. İyi bir iş çıkardığıma inandığım anların en sonuncusu, her seferinde
“kariyerimdeki en iyi an koltuğu”nu eline geçiriyor. Bu, yazar couple’ımın “Çok güzel olmuş lan!” dediği bir an da olabilir, müşteriden gelen bir tebrik mail’i de veya hiç tanımadığım bir Instagram hesabında, elimden çıkan bir işin paylaşıldığını görmek de. Bir şeyleri doğru, yeni, taze ve düzgün yapmak için çalışıyoruz zira.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:

Aklıma gelen birkaç tane var ama birini anlatmam, diğerlerine haksızlık olur. Hepsi müthiş rezil çünkü.
O yüzden bunu geçelim, n’olur. 🙂

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

-larla çalışıyorum.

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:

İlk sırada elbette annem ve aynı mesleği icra ettiğim kardeşim var. Okulu bitirmem ekonomik olarak büyük belalar açtı başımıza ve her ikisi de bunun atlatılması için yıllarca büyük fedakarlıklar yaptılar. Hakları kesinlikle ödenemez. O günler aklıma her geldiğinde ne kadar şanslı olduğumu tekrar tekrar hatırlıyorum. Yollarımın 2013’te kesiştiği ve sonrasında minik bir aranın ardından son 4,5 senedir beraber çalıştığımız Emre Kaplan, Kerim Gürsel ve Ali Şener’in mentorlukları hep çok kıymetliydi, hâlâ da öyle. Onlar vesilesiyle
Rafineri’de, Ayşe Bali’yle de tanışma ve çalışma fırsatı buldum. Tasarıma dair kazandığım bakış
açısının, sorduğum soruların önemli bir bölümünü yıllar içerisinde kendisinden edindim diyebilirim. Şu
günlerde ders verdiğim bölümde öğrenciyken dersimize konuk olan ve ders çıkışı staj darlamalarım yüzünden beni sapık sanmayıp o zamanlar kreatif direktörlük yaptığı ajansta staj imkanı veren Alper Göker de reklam hayatımı tetikledi diyebilirim. Taa 2006’da çalıştığım aşırı butik ajansta, profesyonel hayat ve tasarımcılık yönlendirmeleriyle sürekli kafamı açan Onur Erler’i de kesinlikle atlayamam.

The post Hayatım Reklam: Uğur Matban appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Osman Nadir Aydın

$
0
0

Bu sayımızda, MullenLowe İstanbul’da Creative Group Head olarak görev alan Osman Nadir Aydın, hayatım reklam köşemizin konuğu oldu.

Osman Nadir Aydın,                                                      Creative Group Head, MullenLowe İstanbul

Reklamcı olma sebebim:
Aklımda hep içinde tasarım, fikir, yaratıcılık barındıran iç mimarlık, endüstri ürünleri tasarımı gibi alanlar vardı… Reklamcılığa dair bir eğitim alabileceğimi keşfettiğim zaman “Aa sanırım bu bana göre bir meslek olabilir” dedim. Sonra yol beni buraya kadar getirdi.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:
Favori seçmek benim için bir işkence. Üzerine düşündükçe de karar vermem giderek zorlaşır. O yüzden ilk aklıma geleni söyleyip kurtuluyorum: Budweiser-Tagwords kampanyası.

Kariyerimdeki en iyi an:
Sanırım ucunda ödül olarak Cannes Lions’da bir haftalık rüya gibi bir festival deneyimi olması sebebiyle, ekip arkadaşımla birlikte Young Lions Türkiye’de birinci olduğumuz an.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:
Çok komik olduğuna emin olduğunuz bir senaryoyu anlattıktan sonra, toplantı odasından hiç tepki alamadığınız, herkesin size boş gözlerle baktığı ve zamanın durduğu o anlar… Ah o anlar…

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:
Twitter ve Facebook’u geçtim aile WhatsApp gruplarında bile paylaşıldığını görüp çok gururlandığımız Doğtaş-18 Mart Çanakkale Zaferi işimiz. Ve yayınlandığı ilk üç günde tüm dünyada en çok izlenen klip olan Cornetto-Aleyna Tilki işimiz son dönemde yarattığı etkiyle beni en mutlu eden projeler oldu.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:
İş arkadaşlarımdan bahsedersem liste buraya sığmaz. Hem çok sağlam dostlar edindim, hem de bana yol gösteren çok iyi direktörlerim oldu. Ben kaçamak bir cevap verip Aleyna Tilki demek istiyorum.

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:
Yaratıcılıkla ve fikirlerle olan ilişkimin genetik dayanağı oldukça renkli bir hayal dünyasına ve bitmeyen bir “fikir üretme” motivasyonuna sahip olan annemden geliyor sanırım. Kelimelerle olan ilişkimde ise Cemal Süreya, Birhan Keskin, Turgut Uyar, Metin Altıok, Oruç Aruoba gibi çok sevdiğim şairlerin etkisi büyük.

 

Bu yazı, ilk olarak Campaign Türkiye 101. sayısında yayımlanmıştır.

The post Hayatım Reklam: Osman Nadir Aydın appeared first on Campaign Türkiye.

Hande Çeviköz Doğru – Kreatif Direktör, Alaaddin

$
0
0
Hande Çeviköz Doğru                                                Kreatif Direktör, Alaaddin

Reklamcı olma sebebim:
Hani küçüklüğünden beri ne olmak istediğini bilen insanlar vardır ya; ben asla onlardan biri olmadım. Yıllarca ne yapmak istediğimi çözemedim ama elimde tek bir gerçek vardı, o da yazı yazmayı çok sevdiğim. Üniversitede Siyaset Bilimi okudum, orada bile sınav sorularını hikaye anlatır gibi cevaplardım. Mezun olduktan sonra marka tarafında çalışmaya başladım ama hikayenin orada yazılmadığını anlamam kısa sürmedi. Hemen bir iletişim yüksek lisansı yaparak ajans tarafına geçtim ve yazar olarak işe başladım. Sonrasında da olaylar gelişti.

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:
Sene başında yollarımız ayrılana kadar VakıfBank’a çok fazla kampanya çalıştık ama aralarından “Cüzdanın olmadan ne kadar uzağa gidebilirsin” sorusuyla yola çıktığımız mobil iletişimi ve isminden karakter yaratımına her aşamasında büyük emek verdiğimiz Sesli Asistan projesi favorilerim arasında…
Pernigotti IL Gelato’nun 2017’deki Türkiye lansmanı da mutlu olduğum bir işti. Ama tabii ki Mart ayı itibarıyla başlayan çalışma sürecimizle birlikte Red Bull ile yaptığımız her işten büyük keyif aldığımı da söyleyebilirim.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:
Direct TV’nin “Get Rid of Cable” ve Epuron’un “Mr. Wind” işleri gelmiş geçmiş favorilerim arasında. Canal+ işleri ve genel olarak aslında BETC tarafından yaratılmış birçok kampanya diyebilirim.

Kariyerimdeki en iyi an:
Her zaman daha iyisini yaşayabileceğime inanıyorum. Onun için çok çalışmaya devam.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:
Bilinçaltımın derinliklerinde sanırım.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:
Birçok insan oldu. Bir isim vermektense uzun yıllardır parçası olduğum Alaaddin ekibi diyebilirim çünkü takım oyununa inanıyorum.

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:
İnsanın kendi çabası her zaman en önemlisidir ama nadiren de olsa, eğer şanslıysanız sizi yukarı çeken biriyle tanışırsınız. Benim için bu kişi, Emrah Doğru. Bana meslekle ilgili bildiğim doğruları öğreten, öğretmeye devam eden kişi…

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 102. sayısında yayımlanmıştır.

The post Hande Çeviköz Doğru – Kreatif Direktör, Alaaddin appeared first on Campaign Türkiye.


Hayatım Reklam: Neslihan Soydaş

$
0
0

Bu sayımızda, McCann İstanbul ’da Creative Director olarak görev alan Neslihan Soydaş, hayatım reklam köşemizin konuğu oldu.

Reklamcı olma sebebim:
Kendimi bir anda içinde buldum. Böyle olması gerekiyordu sanki. Başka bir iş yapmayı hiçbir zaman düşünmedim.

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:
Başarıyla sonuçlanan tüm işlerimizin içinde bulunmaktan gurur duyuyorum. Eğer akıl koyduğumuz kampanya doğru kişilere, doğru şekilde ulaştıysa ‘işimi hakkıyla yapmışım’ diye düşünüp gurur duyarım.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyan:
Always – Like a Girl diyebilirim.

Kariyerimdeki en iyi an:
Büyük bir konkur sonrası ekibimin ve çalışma arkadaşlarımın bana aldığı masaj hediyesine ağlamıştım. En iyi anlar bu meslekte hep en kötü anların sonrasında gelenler bence…

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:
Genel olarak teknoloji bilgim konusunda utandırıcı anlar yaşayabiliyorum.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:
Kariyerime 15 sene önce Lowe İstanbul’da başladım. O dönem oradaki herkesle çalıştığım için çok şanslıyım.

 

Bu yazı, ilk olarak Campaign Türkiye’nin 103. sayısında yayımlanmıştır.

The post Hayatım Reklam: Neslihan Soydaş appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Doğu Göçük

$
0
0

Bu sayımızda, Rafineri’de Creative Director olarak görev alan Doğu Göçük, hayatım reklam köşemizin konuğu oldu.

 Doğu Göçük,                                                     Art Director, Rafineri

Reklamcı olma sebebim:

Liseyi bitirdikten sonra işletme okumak için yurt dışına gittim. orada ilk senemde aldığım seçmeli reklamcılık dersini o kadar sevdim ki ikinci yıl bölüm değiştirdim. Belki de biraz daha kolay geldiği için bölüm değiştirmişimdir. ama tabii bu aramızda kalsın.

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:

Severek çalıştığım birçok kampanya var. Eskiden biraz daha uzun soluklu olurdu kampanyaların ömrü. Şimdi hem marka hem de tüketici biraz daha çabuk sıkılıyor. Bunda sosyal medyanın hızının hatta gündemin süratinin payı büyük. Hep anlattığım bir hikayem var: İlk yıllarımda Vodafone için bir radyo kampanyası yazmıştım. Bir gün babamla (kendisi adana’da) telefonda konuşurken “ bak böyle bi’ şey dinledim, aslında sen de böyle yazabilirsin” demişti. Ben de “zaten ben yazdım onu baba” demiştim. onun gururu bir başkaydı. Üzerinden belki on yıldan fazla geçti. Yine de taze.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:

Bir Fransız dil okulu filmi var. Ülkelerin ölüm istatistiklerini ilginç şekillerde sıralar ve sonunda “aslında sizi öldüren İngilizce konuşmaktır” diye şahane bir şekilde bağlar. Zekası, metni ve kotarılma şekliyle benim için tüm zamanların favorilerindendir.

Kariyerimdeki en iyi an:

Müşteri temsilcisi olarak başladıktan iki üç yıl sonra çömez ama kadrolu bir yazar olarak işe geldiğim ilk gün… Uzun ve yorucu bir sürecin sonunda daha uzun ve daha yorucu bir sürece adım attığını insan o an anlamıyor tabii.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:

Eminim çoktur ama şu anda aklıma gelmiyor.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

Yuvarlak bir cevap gibi olacak ama doğrusu bu sanırım: Çalıştığım her ajansta bir sürü sağlam ekip arkadaşım oldu. Sonra bir kısmı “sivil” hayatta da arkadaşım oldular. onlarla hem çalışmaktan hem tanışmaktan çok keyif aldım. Her seferinde.

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:

Birkaç isim aklıma geliyor hemen. Ergin Binyıldız mesela, müşteri ekibinde olduğum dönemde bana “ne yapıyorsun orada? Şu brief’e senin de çalışmanı istiyorum” demişti. Sayesinde yazarlığa başladım. Emre Kaplan, birlikte çalıştığımız yılların toplamı onu geçmiştir ama halen, her çalışmamızda kendisinden yeni bir şeyler öğrenirim. Emeği çok büyük. ayşe Bali, vizyonumu çok farklı bir boyuta taşır her çalışmamızda. Sami Basut ile çok kısa bir dönem çalışmamıza rağmen çok değişik bakış açıları yakaladım. Hepsini çok severim daha da önemlisi saygım sonsuzdur.

 

 

Bu yazı, ilk olarak Campaign Türkiye’nin 104. sayısında yayımlanmıştır.

The post Hayatım Reklam: Doğu Göçük appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Burcu Günister

$
0
0

Bu sayımızda, Medina Turgul DDB Creative Group Head – Art Director’ü Burcu Günister, hayatım reklam köşemizin konuğu oldu.

 Burcu Günister,                                             Medina Turgul DDB / Creative Group Head -Art Director

Reklamcı olma sebebim:

Bu soruyu cevaplamak için epey geçmişe gitmem lazım 🙂 Lisede ve üniversitede Grafik Tasarım okudum. Lise yıllarımdan beri hep ne istediğini bilen, farkındalığı yüksek biri oldum. Yarattığım işlerle başkalarının hayatlarına dokunabilmek, geniş kitlelere hitap edebilmek beni hep çok etkiledi, etkiliyor. Çok yönlü kişiliğimi, ürettiğim işlerde rahatça gösterebildiğim bu alanda severek üretmeye devam ediyorum.

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:

Bir projenin/kampanyanın fikir aşamasından yayınlandığı ana kadar çokça mücadele ve emek veriliyor. Yayına çıkan işin  arkasındaki emeğin hikâyesine bağlı olarak, çok küçük işler ya da büyük projelerin, ödül alıp almadığına bakmaksızın gurur duyduğum işler olabiliyor. Bu nedenle portfolyomdaki tüm işlerle ayrı ayrı nedenlerden dolayı gurur duyuyorum.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:

Favori kampanyalarımın sayısı oldukça fazla. Çok eskilere gitmeden güncel örnek olarak Bodyform için AMV BBDO tarafından hazırlanan Womb Stories kampanyasını söyleyebilirim. Ayrıca aynı markanın bir başka kampanyası No Blood Should Hold Us Back’in de gönlümde ayrı bir yeri var.

Kariyerimdeki en iyi an:

İşin hakkını verdiğimi ve hakkımı aldığımı düşündüğüm her an.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:

Düşündüğümde öyle bir anım aklıma gelmiyor. Allah utandırmasın diyelim 🙂

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

Geçmişte ve şu anda birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum birçok isim var ve hepsine burada yer verebilmem zor olur. Yine de bazı isimleri saymadan geçemeyeceğim.

Uzun dönem birlikte çalıştığım, her konuda ufkumu açan yazar couple’ım Erşan Develier’e, yaratıcılığımızı sonuna dek zorlamamız gerektiğini öğreten Tolga Büyükdoğanay’a, yaptığı işe tüm odağını, tutkusunu verip gerektiğinde cesur kararlar almaktan korkmamak gerektiğini gösteren Görkem Yeğin’e, görselliğe olan yaklaşımıma farklı bakış açıları katan Selim Ünlüsoy’a ve beni büyük fikrin çok daha fazla büyüyebileceğine inandıran Ertuğ Tuğalan’a buradan sevgiler.

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:

Kariyer yolculuğumu etkileyenleri sadece kişilere indirgeyerek anlatmaya çalışırsam eksik yanıt vermiş olurum. Kariyerim boyunca iletişim kurduğum herkes, günlük yaşam rutininde karşılaştığım insanlar, ailem, arkadaşlarım, her baktığım görsel, izlediğim film, dinlediğim müzik, okuduğum kitap, elde ettiğim başarılar ve karşılaştığım başarısızlıklar, yaşadığım her bir deneyim, günün sonunda bir bütün oluşturuyor ve büyük bir etkiye dönüşüyor. Bugün olduğum kişiye etki etmiş herkes ve her anı benim yolculuğumun bir parçası.

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 106. sayısında yayımlandı.

The post Hayatım Reklam: Burcu Günister appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Emre Süvari

$
0
0

Bu sayımızda, Geometry’de Creative Director & Innovation Lead olarak görev alan Emre Süvari, “Hayatım Reklam” köşemizin konuğu oldu.

Emre Süvari,                                         Creative Director & Innovation

Reklamcı olma sebebim:

Ben aslında mimarlık mezunuyum. Mimarlık okurken de hep bilgisayar teknolojileri ile içli dışlıydım, 3D tasarım, render, interaktif sunum vs. Bu eğilim yüksek lisans alan seçimime etki etti ve interaktif multimedya alanında master yaptım. Sonrasında staj yaptığım ilk yer bir marka tasarım ajansı idi ve böylece pazarlama iletişimi alanına adım atmış oldum. Özetle; bir gün baktım ve kendimi reklamcı olarak buldum diyebilirim. Ama mimarlık eğitiminin kazandırdığı formasyon ve disiplinler arası düşünme alışkanlığının hep çok faydasını gördüm.

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:

Bu sene Effie’ye de layık görülmüş Un Women – Karanlığı Aydınlat kampanyası ve Ateş Böcekleri projemizin yeri bende ayrıdır. Pro-bono bir iş olması sebebiyle projenin merkezindeki online  platformun kodlamasına kadar ter akıttığım için bende ayrı bir yeri var. Ayrıca Elidor’un Türkiye’de “Women Empowerment” konusunun kitleselleşmesi ve popüler kültürün parçası haline gelmesinde çok önemli ve öncü bir rolü olduğunu düşünüyorum. 2012-2018 arası yapılan çoğu Elidor kampanyasında rol almış olmak benim için gurur verici.

Başkası tarafından yaratılmışfavori kampanyam:

Direct TV – Get Rid Of Cable işleri hala dönüp dönüp baktığım, matematiğiyle, metinleriyle, yönetmenliğiyle her anlamda “genius” bir iş bence. Nature Is Speaking – Harrison Ford Is The Ocean ve Ram Trucks – Farmer işleri ise her izlediğimde yumruk yemişe döndüğüm kuvvetli işler.

Kariyerimdeki en iyi an:

2016’da JWT’nin 10.000 kişi arasından belirlediği 50 kişi içinde yer alarak High Potential Employee seçilmem ve ABD’ye gitmem.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:

Zaten çok da parlak gitmiyor olan büyük bir konkur sunumunda müşterinin rengini belli ettiği “fatality” anının, benim sunduğum son bölüme denk gelmesi ve ihalenin bana kalması, kesinlikle kariyerimin en parlak anlarından biri değildi.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

Tuğbay Bilbay birçok konuda rol modelim ve mentorum olmuştur. Hala bir arada çalışabiliyor olmaktan çok mutluyum. Ayrıca Sami Basut, Leslie Krespin, Fulya Özarı ve Aytaç Şahin zekalarına ve iş yapış şekillerine çok saygı duyduğum, hep çok şeyler öğrendiğim ve beraber iş yaptıkça kişisel ve mesleki olarak zenginleştiğimi hissettiğim arkadaşlarım oldu.

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:

Hala her bir sözü kılavuz niteliğinde olan, işe bakışımı ve içinde yer almak isteyeceğim bir çalışma kültürünün neye benzediğini anlamamda en büyük pay sahibi olan ve kurduğu Manajans okulunda 11 sene geçirdiğim için kendimi şanslı saydığım Eli Acıman tabii ki. Nur içinde yatsın.

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 106. sayısında yayımlandı.

The post Hayatım Reklam: Emre Süvari appeared first on Campaign Türkiye.

Hayatım Reklam: Selim Küçükkutlu

$
0
0

Bu sayımızda, Karbonat’ta Creative Group Head olarak görev alan Selim Küçükkutlu, “Hayatım Reklam” köşemizin konuğu oldu.

Selim Küçükkutlu,                       Creative Group Head , Karbonat

Reklamcı olma sebebim:

Kıskançlık. Kendimi bildim bileli elimde kalem kağıt çizim yapıyordum, sonraları başkalarının tasarımlarını kıskandım, bulduğu fikirleri kıskandım ve ben de yapmak istedim. aynı motivasyon hâlâ devam ediyor.

İçinde bulunmaktan gurur duyduğum kampanyalar:

Vestel – takılabilir Ev aletleri, OPPO – Hayatım Benim Koleksiyonum, Yolcu360 – Araç Kiralamak Ne Kolaymış, Samsung – Ona Göre Anlat kampanyaları kariyerimi doğrudan etkileyen işler olmuştur.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:

Soruyu okuyunca ilk aklıma gelen; Taylor Swift’li, Drake’li Apple Music işleri.

Kariyerimdeki en iyi an:

Katıldığım ilk ödül töreninde sahneye çıktığım an.

 

İş hayatımdaki en utandırıcı anım:

Sabah toplantı olur ve ben o gün uyanamamış olurum.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:

Bu soruya cevap vermek kolay değil… Çünkü bu iş, tek başına yapılacak bir iş değil. Birlikte mücadele ettiğim herkesle gerçekten mutlu bir şekilde çalıştım ve şanslıyım ki aklıma gelen çok isim var. Direkt isim vermem gerekirse; Mert Bitmez, Umut Siliman ve Çağlar Uzunca daha ön plana çıkıyor.

Kariyerimde büyük etkiye sahip olan kişiler:

4 senedir birlikte çalıştığım Cihan Kavaklıpınar’ın etkisi çok fazla oldu. Hem çok şey öğrendim hem de alacağım tüm kararlarda bana sıkılmadan yol gösterdi ve tabii en önemlisi de bana çok güvendi.

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 108. sayısında yayımlandı.

The post Hayatım Reklam: Selim Küçükkutlu appeared first on Campaign Türkiye.

Viewing all 109 articles
Browse latest View live