Hayatım Reklam sayfasının bu ayki konuğu Project House Health Kreatif Direktörü Kağan Batır oldu.
Çok basit aslında: Problem çözmek. Bir yandan da içgüdüsel gelişen bir tavır açıkçası. Rasyonel metodlara dayalı yöntemlerle, birçok enstrümana hakim olmayı gerektiren zengin bir kompleksitede çıkış yolunu bulduğun anın keyfi ve buna neredeyse sonsuz kombinasyonda maruz kalmak. Muhteşem!
İçinde olmaktan gurur duyduğum kampanyalar:
“Gurur” kelimesi burada birazcık fazla kaçabilir. Gerçekten yaptıkları işlerden gurur duyması gereken meslekler ve insanlar varken özellikle. Ben yaptığım işte gurur kelimesine karşılık gelebilecek başka tanımlar olduğunu düşünüyorum. Müşterilerimizin memnuniyetini yüzlerinden okuduğum an gurur tanımını hislerime yakıştırabilirim mesela. Kaldı ki keşke, hazırladığımız bütün işler için “tek başıma ben yaptım” diyebilseydim. Takım oyununda bireysel hisleri fazla yaşatmadım kendime açıkçası. Bir de tüm akışın bir brief ile başladığını unutmamak lazım.
Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam:
Hayatta hayranlık duyduğum en temel kavram “zeka”. İçinde zeka parıltıları gördüğüm işlerin hemen hepsini favorilerime ekliyorum. Fakat bazı işlerde adını o kadar da kolay koyamadığım başka şeyler yaşıyorum. Bunlardan bir tanesi Nike için hazırlanmış olan LeBron James’in evine dönüşünü de yücelten “Together” kampanyasıdır. Her seyrettiğimde hızlıca bilmediğim bir yere doğru koşmak istiyorum.
Kariyerimdeki en iyi an:
Maalesef benim için pek önemi olmayan bir kelime, kariyer. Başı ve sonu belli olan bir zaman dilimi kastediliyor gibi sanki. Bir futbolcunun kariyerindeki en iyi an şampiyon olduğu an ise, bunun reklam sektöründeki izdüşümü sektör içi takdir edilen ödüller olabilir herhalde. Evet, bu ödüllerle mutlu olduğum anlar oldu. Ama bunların hepsini bir törende tek başıma da almış olsaydım bunu “en iyi anlarım” olarak değerlendirmezdim sanırım. Şu an “kariyerimde” geldiğim noktada, çok huzurlu bir ortamda, onlarca genç arkadaşımla beraber rasyonellere dayalı hayaller kurup, bu hayallerimizi muhattapları ile buluşturuyoruz. Müşterilerimizi memnun etmeye ve pazardaki rakiplerinin arasından sıyrılıp fark edilmeleri için çabalıyoruz. Bunu buram buram yaşadığım ve yaşattığım her an için en iyi anım diyebilirim.
İş hayatımdaki en utandırıcı anım:
Yıllar evvel bir markamızın 25. yıl tanıtım materyallerini hazırladığımız malzemelerle sunuma gittik. Toplantı masasının üzerinde onlarca kağıt, kutu, fiyonk, kurdela, cicili bicili tasarımlar, nazar boncukları falan vardı. Masanın üzerindekiler yüzünden ortam el işi dersine dönmüş gibiydi. İpin ucu o kadar kaçmıştı ki, kurdelayı şöyle mi bağlasak böyle mi bağlasak diye gerilimin yükseldiği bir anda, şirketin patronu toplantı odasına girdi. Patron önce masaya baktı, sonra herkesin içinde yüksek bir sesle bana dönüp “Aşağıda bir depo dolusu televizyon var, siz burada kurdela mavi mi olsun kırmızı mı olsun’u mu konuşuyorsunuz yahu?” diye bağırdı. Utancımdan fiyonkları cebime koyduğumu hatırlıyorum. Sanırım reklamcılık hayatımda yaşadığım bu utanç anı aynı zamanda benim işime olan bakış açımı sonsuza kadar değiştirdi.
Bir kampanyada beraber çalıştığım en iyi ünlü:
Kampanyalarda çalıştığımız ünlülerin bir çoğu ile aynı frekansta olduğumu hissedince aramızdaki “profesyonellik” duvarlarını kırıp daha samimi ve dostane bir iletişim dili tercih ediyorum. Esas keyifli anlar bundan sonra başlıyor çünkü. Çalışmaktan keyif aldığım ünlülerden ilk aklıma gelenler Erdil Yaşaroğlu, Cem Yılmaz ve Kenan Işık diyebilirim.
Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan:
İnsanın büyüğü, ağzından çıkan her bir kelime ile büyüyebilen insan. İşte “o” insanla çalışmak gerçekten çok mutluluk verici. Benim sektöre girişim biraz dışarıdan oldu. O sıralar dönemin ünlü TV dizilerini yazan bir metin yazarı grubunun parçasıydım. Ekibin başı Kemal Kenan Ergen’di. Birlikte çalışmanın her bir anından çok keyif aldım. Şu an Project House HAVAS bünyesinde, “Yeni Nesil Ajans” mottosu ile müşteri odaklı, hedef kitle ihtiyaçlarını veriye bağlı denklemler kurarak merkezine alan yeni bir reklamcılık anlayışını geliştirmeye gayret ediyoruz. Bu süreçte beraber çalıştığımız tüm arkadaşlarımla beraber çalışmak çok keyif alıyorum ve mutluluk duyuyorum.
Kariyerimde en büyük etkiye sahip olan kişi:
Kariyer dediğimiz süreç aslında o kadar büyük bir zincir ki, tek bir halkasını çekip çıkartmak inanın ki çok zor. Benim ben olmamı sağlayan tüm halkalar, kariyerime direkt etki etmeseler bile üzerimde izlerini bırakmış isimler. Hayal etme arzumu sürekli kılan yazarlar, zamanda yolculuk yapmama vesile olan çok yetenekli müzisyenler, hikayelerini muhteşem bir akışla anlatan yönetmenler, işini kusursuz yapan çalışma arkadaşlarım, önümüze sürekli çözmemiz gereken denklemler çıkaran müşteriler vs… Bunların hepsinin meslek hayatımda etkileri yadsınamayacak kadar çok. Teker teker isim vermek hiç istemem. Bu, tüm mesai arkadaşlarımın üzerimdeki etkilerini birbirinden ayırt etmek olur açıkçası.
Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Haziran 2016 sayısında yayınlanmıştır.